Gizlilik

GÜVENLİK

ELEKTRONİK TİCARETTE GÜVENLİK
Elektronik ticarette alıcı ve satıcı birbirlerini görmeksizin iş yaptıklarından karşılıklı olarak güvenin sağlanması için ek bir takım önlemler almaya ihtiyaç duyarlar. Öncelikle alıcı ve satıcı taraflar birbirlerinin kimliklerinden emin olmak isterler. İşte bu ihtiyaç dijital imza ve dijital sertifikaların geliştirilme nedenidir. Bunlar aracılığıyla iki taraf birbirlerinin kimliğinden emin olabilmektedir. Türkiye'de şu anda dijital sertifikalar ile ilgili yasal altyapı henüz oluşturulmadığı için alıcı tarafında bulunan bireysel kullanıcılar henüz dijital sertifika kullanmaya başlamamışlar, satış yapan siteler de müşterilerine bunu şart koşmamışlardır. Bu nedenle satıcılar alıcıların kimliklerini kontrol edememektedirler. Ancak Garanti Bankası'nın ödeme sistemini kullanarak Internet'ten satış yapmak isteyen firmalara bankamız bu şartı getirmiş ve böylece tüketicilerin alışveriş yaptıkları sitenin kimliği ile ilgili kuşku duymalarını önlemiştir. 
Elektronik ticarette güvenlik konusunda değerlendirilmesi gereken diğer bir konu da alıcıların elektronik ticaret sitelerinden alışveriş yapmak için vermek durumunda kaldıkları kredi kartı vb. bilgilerin Internet üzerinden iletilirken üçüncü şahısların eline geçmesi riskidir. Bilindiği gibi özellikle telefonla yapılan satışlarda (gazeteye ilan vermek, katalog satışları vb) kredi kartı numarası ve son kullanma tarihi alışveriş için yeterli olmaktadır. Bu yüzden bu bilgilerin korunması elektronikticaretin gelişimi için büyük önem taşımaktadır.
Ancak elektronik ticarette kredi kartı bilgilerinin başkalarının eline geçme riski günlük hayattakine göre çok daha azdır. Günlük hayatta ödeme yaparken kredi kartı bir başkasına verilmekte, bu yüzden kredi kartının üzerindeki bilgilerin gizliliği büyük oranda ortadan kalkmaktadır. Sanal alışveriş hizmeti veren firmalar, kredi kartı bilgilerinin güvenliği ve gizliliğini sağlamak için yaygın olarak SSL ve SET gibi güvenlik standartlarını kullanmaktadırlar. Kullanıcı, işyeri ve banka arasındaki veri akışı sırasında bilgilerin şifrelenerek aktarılması esasına dayanan güvenlik sistemleri sayesinde bilgilerin başka bir kişinin eline geçmesi durumunda çözülebilmesi (yani kullanılabilmesi) önlenir. Böylece kart bilgilerinin gizliliği ve alışverişin güvenliği sağlanmış olur. Garanti Bankası sistemini kullanan firmalar müşterinin kredi kartı bilgilerini göremezken Garanti Bankası da yapılan alışverişin içeriğini bilmez. Ayrıca kredi kartı sahiplerinin Internet üzerinde yapılan alışverişlere de diğer alışverişler gibi her zaman itiraz hakkı vardır. 

SSL (Secure Socket Layer)

SSL network üzerindeki bilgi transferi sırasında güvenlik ve gizliliğin sağlanması amacıyla Netscape tarafından geliştirilmiş bir güvenlik protokolüdür. 1996 yılında 3.0 versiyonunun çıkarılmasıyla hemen bütün Internet tarayıcılarının (Microsoft Explorer, Netscape Navigator vb) desteklediği bir standart haline gelmiş ve çok geniş uygulama alanları bulmuştur. 
SSL gönderilen bilginin kesinlikle ve sadece doğru adreste deşifre edilebilmesini sağlar. Bilgi gönderilmeden önce otomatik olarak şifrelenir ve sadece doğru alıcı tarafından deşifre edilebilir. Her iki tarafta da doğrulama yapılarak işlemin ve bilginin gizliliği ve bütünlüğü korunur. 
Veri akışında kullanılan şifreleme yönteminin gücü kullanılan anahtar uzunluğuna bağlıdır. Anahtar uzunluğu bilginin korunması için çok önemlidir. Örneğin; 8 bit üzerinden bir iletimin çözülmesi son derece kolaydır. Bit, ikilik sayma düzeninde bir rakamı ifade eder. Bir bit, 0 veya 1 olmak üzere 2 farklı değer alabilir. 8 bit ise sadece 28=256 olası farklı anahtar içerir. Bir bilgisayar bu 256 farklı olasılığı sıra ile inceleyerek bir sonuca ulaşabilir. SSL protokolünde 40 bit ve 128 bit şifreleme kullanılmaktadır. 128 bit şifrelemede 2128 değişik anahtar vardır ve bu şifrenin çözülebilmesi çok büyük bir maliyet ve zaman gerektirir. Kötü niyetli bir kişinin 128 bit'lik şifreyi çözebilmesi için 1 milyon dolarlık yatırım yaptıktan sonra 67 yıl gibi bir zaman harcaması gerekir. Bu örnekten anlaşıldığı gibi SSL güvenlik sistemi tam ve kesin bir koruma sağlar.

Kredi kartları fiziksel olarak zaten güvenli değil ki. Yemek yediğiniz bir restoranda kartınızı verdiğiniz garson da kredi kartı bilgilerinizi çalıp kullanabilir. Ya da fiziksel olarak kredi kartlarını posta yoluyla gönderiyorsunuz, bu ne kadar güvenli ki?

Aslında bu yazımda daha çok İnternet'te kredi kartı kullanımına değineceğim için başlığını "Haydi İnternet'ten alış verişe, güvenli ya!" diye düşünmüştüm. Sevgili Serhat Ayan'ın 5 yıl önce bunu söylemiş olsaydık şimdi komik duruma düşerdik diye nitelendirdiği bir başlık. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Beş yıl önce de olsaydı bunu söylerdim, bugün de söylüyorum ve böyle giderse bir 5 değil 50 yıl sonra da söylerim. Neden mi? Bu konuya girmeden önce bir iki noktaya değinmek istiyorum. 
Serhat son yazısında bana yapmış olduğu göndermede anketler için benim değinmediğim üçüncü bir yol olan üyelik sisteminden bahsetmiş. Evet doğrudur. Ancak ilk olarak bu tür anketlerde bu yöntemin kullanılması ihtimal dahili dışında olduğu için değinmemiştim. Çünkü biri kalkıp böyle uyduruk bir anket için üyelik sistemi kurup, önce kullanıcı bilgilerini alıp sonra da oy kullandırsa kimse kullanmak istemez! Kaldı ki bu yöntemin yada diğer yöntemlerin kullanımı sonuçta hiç bir şeyi değiştirmez, sonuçların güvenli olmasını sağlamaktan ziyade güvensizlik riskini biraz daha azaltırlar hepsi o! 
Serhat diğer bir göndermede en son yazımı, devlet işlerinin internetten yapılması gerektiği tezini hakir gören bir antitez olarak nitelendiriyor. Sanırım bu noktada kimin ne için uğraştığını ve neyin üzerine gittiğini iyi belirlemek lazım. Serhat kendi davasında sonuna kadar haklıdır ve katılmamak elde değil. Ancak ben olaylara güvenlik yönünden yaklaştığım için İnternet'te seçim yapmadan önce güvenliğe gerçekten çok önem vermemiz gerektiğini savunuyorum. Zira aslında İnternet'in ne amaçlar için üretiliğini sonra bu amaçların gerçek amaçlarından sapıp yamalı bir bohçaya dönerek hangi başka amaçlar için kullanıldığını anlatan guvenlikhaber.com'un yazarlarından sevgili Lütfi Yelkenci'nin en son yazısını okuyanlar ne demek isteğimi daha iyi anlayacaklardır! 
Şimdi gelelim şu kredi kartı olayına. İnternet'te kredi kartlarının beş yıl önce güvenli olmadığı ama bu gün güvenli olduğu diye bir şey zaten söz konusu bile değil. Kredi kartları ile ilgili olarak bir çok yorumlar yapılır, uzmanlara danışılır, "usta nedir bu kredi kartı olayı, kullanalım mı? kulanmayalım mı?" ama güvenlikle uzaktan yakından ilgili olmayan kişiler, sistemin içinde neler dönüp bittiğini biraz bile bilmeyen kişiler verirler cevabı: "Şu anda İnternet'ten kredi kartı ile alış veriş yapmak en güvenilir yoldur". Sanırım bu yorumlar sadece ticari amaçlı olmaktan ileri gidemiyor,zira beş yıl önceki pratik kredi kartı kullanımıyla şu anki kredi kartı kullanımı arasında pek bir fark yok! 
Bu kişilerin dayandığı ve öne sürdüğü bir kaç nokta vardır. İlk olarak günümüzde geliştirilen şifreleme tekniklerini ( örnek olarak internette alış veriş işlemlerinde kredi kartı bilgilerinin transfer edildiği SSL teknolojisi) state-of-art olarak nitelendirirler. Dünyada en yaygın olarak kullanılan eposta şifreleme yazılımı olan ve geçtiğimiz ay içerisinde bir grup geliştirici sayesinde tozlu raftalara kaldırılmaktan son anda kurtulan PGP şifreleme yazılımının geliştiricisi Zimmermann bile "her kim kırılamaz bir şifre bulduğuna inanıyorsa ya hiç görülmemiş bir dahidir ya da tecrübesiz ve çok saf birisidir" şeklinde yorum yapmışken bu şekilde kesin konuşmak doğru olmasa gerek. Zira yine geçen ay içerisinide güvenlik dünyasını yerinden oynatan olaylar bunu ıspatlamıştır. 
Bakın son zamanlarda önce Internet Explorer'da bulunduğu sonra da Microsoft'un açıklamasıyla aslında browser'da değilde işletim sisteminde bulunduğunu açıkladığı bir güvenlik açığı ortaya çıkmıştı. Bir çok güvenlik uzmanı bu açığı inanılmaz derecede ciddi olarak nitelendirmişlerdi. Ve işin ilginç yanı bu açık son beş yıldır IE'de bulunuyor ve bunun manası IE kullanarak İnternet'ten kredi kartı ile alış veriş yapılıyorsa SSL korumasının hiç bir işe yaramayacağıdır!!! 
Şimdi kredi kartları hakkında bu tür yorumları yapanlar kalkıp "pardon yanılmışız, son beş yıldır pek güvenli değilmiş ama bundan sonra son derece güvenli olacak söz" mü diyecekler? 
Bakın daha bu açığın yayınlanmasından iki hafta geçmemişti ki, geçtiğimiz hafta pazartesi günü İsveçli bir güvenlik uzmanı bu açığı kullanarak İsveç'in en büyük dört bankasından üçünün sistemine ve bazı müşterilerin hesaplarına girerek istediği hesaba para transferleri yapmayı başarmıştır hem de sonunda izlerini tamamen yok ederek! Ve işte bu uzmanın görüşü: "kırılması çok kolay bir protokol ve kullanıcıların umduğu güvenliği sağlamıyor" 
Diğer öne sürdükleri bir nokta ise: kredi kartları fiziksel olarak zaten güvenli değil ki. Yemek yediğiniz bir restoranda kartınızı verdiğiniz garson da kredi kartı bilgilerinizi çalıp kullanabilir. Ya da fiziksel olarak kredi kartlarını posta yoluyla gönderiyorsunuz, bu ne kadar güvenli ki?


Bilgileri alan sitenin kredi kartı bilgilerinizi herhangi bir şekilde bir veri tabanında saklayıp

saklamadığından, eğer saklıyorsa sakladığı bu ortamın sadece bir text dosyası olup olmadığından nasıl emin olabilirsiniz ki?.

Öncelikle yazı dizime uzun bir süre ara verdiğimden dolayı siz okuyucularımdan özür dileyerek yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. 
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi İnternette kredi kartı kullanımının güvenli olduğunu savunanların öne sürdükleri diğer bir nokta ise kredi kartının fiziksel olarak kullanımının zaten güvenli olmadığıdır. 
Şimdi bu noktada çelişkili durumlar vardır: 
İlk olarak, bu şekilde bir savunma yaparak zaten kredi kartlarının fiziksel olarak baştan beri güvenli olmadığını kabul etmektedirler. 'Peki nasıl oluyor da bu kadar önemli bir konuda, hadi İnterneti geçiyorum, ilk baştan beri gerekli önlemleri almıyorlar?' sorusu geliyor adamın aklına. 
Akla gelen diğer bir soru ise 'madem bu kredi kartları fiziksel olarak zaten tamamen riskli ve güvensiz, neden gerekli önlemleri almadan bunu bir de İnternete taşıyorsun ve durumu daha da kötü ve riskli hale getiriyorsun?' 
Şimdi gelelim restorandaki garsonun kredi kartı bilgilerinizi çalma riskine. Bakın aslında bu noktaya hiç mi hiç katılmıyorum. Kredi kartı kullanımının İnternet ortamındaki riskleri ile fiziksel ortamdaki risklerinin karşılaştırılmasının yapılması bile saçma geliyor bana. 
İlk olarak fiziksel olarak gittiğiniz restoranların ya da alış veriş yaptığınız yerlerin sayısı bellidir . Kaldı ki bu yerlerde kiminle muhatap olduğunuz da bellidir. Ancak milyonlarca kullanıcısı olan kimin kim olduğu belli bile olmayan İnternette alış veriş için kredi kartı bilgilerinizi gönderdiğinizde ne olacağını asla bilemezsiniz. 
Fiziksel olarak kredi kartı kullanımında risklerin azaltılması daha çok kullanıcıya aittir. Kredi kartınızı garsona vermek yerine kendiniz gidip ödeme yapabilirsiniz. Ancak İnternette bir siteden alış veriş yaptığınızda, gerekli olan noktalara ne kadar dikkat etseniz bile kredi kartı bilgileriniz bilgisayardan çıktığı andan itibaren nerede ve nasıl kullanılacağından emin olamazsınız. 
Bilgileri alan sitenin kredi kartı bilgilerinizi herhangi bir şekilde bir veri tabanında saklayıp saklamadığından, eğer saklıyorsa sakladığı bu ortamın sadece bir text dosyası olup olmadığından nasıl emin olabilirsiniz ki?. 
Bu noktada kredi kartını kullandığınız bankanın ne kadar güvenli olduğu yada alış veriş işlemi için gerek kredi kartı onaylama kurumlarının gerekse sanal mağazaların ne kadar güvenli olduğunun pek fazla bir önemi yoktur. Daha önce de defalarca söylediğim gibi güvenlik zincirinin sağlamlığı onu oluşturan halkalardan en kuvvetli olana değil, halkalardan en zayıf olana bağlıdır! 
Peki diyeceksiniz, 'kardeşim hep laf hep eleştiri. Anladık her yıl İnternet üzerinden milyonlarca belki milyarlarca dolar kredi kartı dolandırıcılığı gerçekleşiyor. Eleştiri yapmak kolay da çözüm olarak ne yapmak lazım?' 
Evet aslında gerek kredi kartının İnternette kullanımı gerekse fiziksel kullanımı konusunda güzel çözümler yok değil ancak bunların hayata geçirilmesi ve uygulanmasında sorunlar var.

Diğer bir araştırmaya göre:
Elektronik Ortam ve İnternet; e-iş ve e-ticaret için ne kadar güvenli? 
İnternet üzerinde dolaşan bilgi paketleri, bir takım güvenlik protokolleri yardımıyla "şifrelenerek" gönderilir. Bunlardan en popülerleri SSL (güvenlikli web oturumu ve karşılıklı bilgi değiş-tokuşu) ve SET (kredi kartı uygulamaları) dir. SSL (Secure Sockets layer) ve SET (Secure Electronic Transaction) sayesinde, bilgi güvenli bir şekilde "sadece" doğru kişiye iletilir ve bilgiyi gönderen bilgisayar ile alan bilgisayar arasında güvenli bir veri iletişimi kurulur. 
Böylece, kredi kartı numarası, isim, adres vb gibi bilgiler güvenli olarak iletilir. İnternet üzerinde alışveriş yapılan tüm merkezlerde alışveriş yapılırken bu tip güvenlik sistemleri kullanılır. 128 bir şifreleme algoritmaları kullanan bu sistemler, e-ticaret için gerekli "güvenli iletişim" ortamını sağlarlar.

SET ve SSL Nedir? 
SSL (Secure Sockets Layer), ağ üzerindeki web uygulamalarında güvenli bilgi aktarımının temini için (bilginin doğru kişiye güvenli olarak iletimi), "Netscape" firması tarafından geliştirilmiş bir program katmanıdır (program layer). Burada, bilgi iletiminin güvenliği, uygulama programı (web browser, HTTP) ile TCP/IP katmanları arasındaki bir program katmanında sağlanmaktadır. SSL, web sunucularına (Apache vb), bir modül olarak yüklenir ve böylece web sunucuları güvenli erişime uygun hale gelir. 
SSL, hem istemci (bilgi alan) hem de sunucu (bilgi gönderen) bilgisayarda bir doğrulama (authentication, iki bilgisayarın karşılıklı olarak birbirini tanıması) mekanizması kullanır. Böylece, bilginin doğru bilgisayardan geldiği ve doğru bilgisayara gittiği teyit edilir. 
Bilgisayarların birbirlerini "tanıma" işlemi, açık-kapalı anahtar tekniğine (public-private key encryption) dayanan bir kripto sistemi ile sağlanır. Bu sistemde, iki anahtardan oluşan bir anahtar çifti vardır. Bunlardan açık anahtar (public key) herkes tarafından bilinebilen ve gönderilen mesajı "şifrelemede" kullanılan bir dijital anahtardır. (Burada anahtar'dan kasıt, aslında bir şifreleme -kriptolama- algoritmasıdır. Bu algoritma (yani, anahtar) kullanılarak gönderilecek bilgi şifrelenir). Ancak, açık anahtar ile şifreelenen mesaj sadece bu anahtarın diğer çifti olan "kapalı anahtar" (private key) ile açılabilir (deşifre edilebilir). Kapalı anahtar da, sadece sizin bildiğiniz bir anahtar olduğundan, mesaj güvenliği sağlanmış olur. Örnek olarak, size mesaj göndermek isteyen birine kendi açık anahtarınızı gönderirsiniz. Karşı taraf bu anahtarı kullanarak mesajını şifreler ve size gönderir. Şifrelenen mesajı, sadece sizde olan ikinci bir anahtar (kapalı anahtar, private key) çözebilir ve bu anahtarı sadece siz bilirsiniz. 
SSL, web sunucusunu tanımak için, dijital olarak imzalanan sertifikalar kullanır. Sertifika, aslında, o organizasyon hakkında bazı bilgiler içeren bir veri dosyasıdır. Aynı zamanda da, kuruluşun açık-kapalı anahtar çiftinin "açık" anahtarı da sertifika içinde yer alır. Sunucu sertifikası da, o sunucuyu işleten kuruma ait bilgiler içeren bir sertifikadır. Sertifikalar, "güvenilir" sertifika kuruluşları tarafından dağıtılır (VeriSign gibi). 
İstemci bilgisayar, SSL destekleyen bir sunucuya bağlandığı anda, (bu, https:// ile başlayan URL satırları ile gerçekleşir) doğrulama işlemi başlar. İstemci, kendi açık anahtarını sunucuya gönderir. Sunucu ise, bu anahtarı kullanarak şifrelediği bir mesajı istemciye geri gönderir. Bir sonraki adımda istemci sadece kendinde olan kapalı (private) anahtarı kullanarak gelen şifreli mesajı çözer ve sunucuya geri gönderir. Mesajı alan sunucu ise, bunu kendisinin gönderdiği orijinal mesaj ile karşılaştırır ve eğer iki mesaj "aynı" ise "doğrulama" işlemi başarıyla tamamlanmıştır ve sunucu bu noktadan itibaren "doğru bilgisayarla/kişiyle" iletişimde olduğunu anlar. Daha sonra sunucu istemciye o an gerçekleşen web oturumunda kullanılacak tüm önemli anahtarları gönderir ve güvenli iletişim başlar. 
Anahtarlar üretilirken kullanılan bazı popüler algoritmalar olarak, DES (Data Encryption Standard), RSA, IDEA verilebilir. Bunlardan RSA'nın RC4 algoritması (128 bit şifreleme olarak) Netscape ve Internet Explorer'da da kullanılan bir algoritadır. 
SET (secure Electronic Transaction), elektronik ticarette, internet üzerinde güvenli bilgi aktarımını sağlamak amacıyla aralarında VISA, MasterCard ve IBM'in de olduğu kuruluşlar tarafından geliştirilen bir protokoldür. SET, özellikle on-line (gerçek zamanda) kredi kartı bilgileri iletimi için geliştirilmiş bir standarttır. SET, kredi kartı ile yapılan online ödemelerde, bilgilerin internet üzerinden aktarımında gizlilik ve güvenlik entegrasyonunu sağlar. SET protokolü sadece müşteri (ürün siparişi veren kredi kartı sahibi) ile sanal dükkan (e-dükkan) ve kredi kartı şirketi arasındaki ödeme fazını şifreler. 
SET ile, ödeme işlemine taraf olan herkes (müşteri, dükkan sahibi, kredi kartı şirketi), birbirlerini tanırlar (teşhis ederler, authentication) ve bu ispatlanabilir. "Tanıma" işlemi, SSL'dekine benzer bir dijital sertifikasyon sistemi ile yapılır. Yani, ödeme fazına dahil bütün taraflar kendi kimliklerini belirten dijital bir sertifika kullanır.